Huyum mudur bilmem ama kısa ve uzun tatil günlerinde kış ya da yaz farketmez, karşılaştığım neredeyse tüm çocuklarla hayaller yetenekler ve kitaplar üzerine sohbetler eder, onlardan pozitif enerjiyi alır, sohbet sonrası ellerine bir kitap tutuşturur okumaya teşvik ederim. Vakit ve ortam buldukça birkaç günlük kitap okuma kampı düzenlerim. Herkes elindeki kitapları alır geceli gündüzlü kalacağımız eve getirir. 8-10 genç bir araya gelir, bir plan program oluşturur yeni kitap satın almak için bir kitapevinin yolunu tutar, herkes dilediği kitabı satın alır yaklaşık 2 saat kitap evindeki kitapları, kokulu kalemleri, silgileri, defterleri, yeni çıkmış eserleri zeka oyunlarıni, anı defterlerini inceler müthiş bir enerji ile eve dönerdik. Tüm odalarda gencecik enerjiler ellerinde kitaplar ile saatlerce kitap okunurdu. Onlar kitap okurken ben elimde kahve tepsisi ile onlara sürpriz yapardım. Mola saati çok gürültülü olur, herkes okuduğu kitabın etkisi ile cümleler kurmaya bir şeyler aktarmaya çalışırdı.
Kitabı anlatmak yasaktı. Herkes satın aldığı kitabı okuduktan sonra başka bir arkadaşı ile kitap değiş tokuşu yapacaktı. Aslında tek bir kitap satın alınmıştı ama yeni satın alınmış 8-9 kitap okunmuş olacaktı. Mola saatlerinde espriler takılmalar gülüşmeler ile geçerdi. 15 dakikalık mola saati sonrası Ben kaşlarımı çatar: hadi arkadaşlar bu kadarlık mola yeterli deyip, gençleri tekrar odalarına kitap okumaya gönderirdim. Tek tek yanağımdan öpüp, odalarının yollarını tutarlardı. Kanepede, duvar dibinde, yerde halı üstünde, minderde, yatakta, masada her yerde okuma özgürlüklerini kullanırlardı. Gece 22 de kitap okuma saati sona ererdi. Uykuya dalıncaya kadar tekrar gülüşmeler sohbetler çaylar meyveler (arada dedikodu yaptıklarını biliyorum)...
İki günde bir, akşamları sinema ve toplu alınan kararlar ile bilgi aktaran videolar izlerdik. Film ağırlıklı kamplarımda: her film sonrası film analizleri yapar, bakış açıları ile filmlerin yordamasını yapardık. Bir zaman makinası gibi gençler kamp öncesi ve sonrası müthiş güzel etkileşim ve donanım ile çıkarlardı. Her gün gün ortası sohbetleri, bilgi alışverişi elbette ki etkili iletişimimizi oldukça olumluyordu. Kamp sonunda en çok kitap okuyan 1.2. ve 3. kişiye hediyeleri verilirdi. Tabii bu hediyeler kitap okuma sınavı sonrası belirlenen kişilere verilirdi. Kişi kitap okumuş mu, atlayarak mı kitabı bitirmiş, anlayarak mı okumuş? test ederdik. Kamp süreci içerisinde hızlı okuma tekniğini de öğrencilere anlatır, aktif bir şekilde teknigi uygular, sonucunu görürdük. Birkaç gün içerisinde ev darmadağın olurdu elbet :) tüm evi birkaç saatte temizler valizler hazırlanır kapıya dizilirdi.
Gitmeden önce kampa katılım belgesi verilir. Veda kahvesi içilir, gitmek istemeyenler kovulur, valizle kapı önüne konur, aileler aranır gelin çocuğunuzu alın denirdi :)) çok güzel anlardı. Şimdi yeni kamplar kurma zamanı...Demem o ki: hangi şehirde olursanız olun hangi mevsimi yaşıyorsanız yaşayın ufakta olsa bir kamp kurun. Çoluğunuzla çocuğunuzla, akrabanızla, dostunuzla... Anısı ve etkisi bir ömür sürecek güzel anlar, sıcak anlar ve hayaller biriktirin. Çocukların, gençlerin, dahası bizlerin bu tür şeylere ihtiyacı var. Satır arası güzellikler de kalın... Gençlere, çocuklara ve kendinize iyi bakın. Dünyanın buna ihtiyacı var.
Eğitimci- Yazar Meryem Avcı
Haberdiyarbakir.Org// Columnist
İletişimhaberdiyarbakir.org@msn.com
Çok Teşekkür Ederim??
Çok Güzel Çok Beğendim Kaleminize Sağlık.
Çok Güzeldi