Reklamı Geç
Reklam
Diyarbakır
DOLAR32.5411
EURO34.9
ALTIN2436.9
BTC/USD63154.25
Reklam Alnı
Haydar Alper Eser

Haydar Alper Eser

Mail: [email protected]

Reklam Alnı

A(Sosyal) Psikoloji 101

A(Sosyal) Psikoloji 101

‘’Hepimiz sahtekâr olduğumuz için birbirimize tahammül ederiz’’ diyor Cioran. Fazla kötücül gelebilir ancak bir mesleki kimlik bilinciyle değil, bir insani kimliksizlik bilinciyle yazıyorum. Malum, yılın yenisi geliyor. Yeni yıl ile yılın yenisi kavramları arasında duygusal bir fark olduğunu düşünüyorum. ‘’Yeni Yıl’’ kendince bir umut, bir yapılandırma barındırıyorken ‘’Yılın Yenisi’’ diğerlerine atıf, koyvermişlik ve karanlığı barındırıyor. Artık bizi gelen veya giden yıllar pek heyecanlandırmıyor.

Peki, neden her defasında ‘’o sene bu sene’’ diye başladığımız yıllara ‘’yine seneye kaldı umutlar’’ edasıyla veda ediyoruz. Bu sene özel bir seneydi ya da tüm dünyayı etkileyen pandemimavallarına başlayacaksak kapatabiliriz yazıyı. Her zaman hatayı dışarıda aradığımız için bu halde değil miyiz? Biz suçsuzuz, bir günah işlendiyse biz işlemedik, biz söz söylendiyse biz söylenmedik. Çoğu zaman ağzımızı doldurup son saniyede memuriyetimizi aklımıza getirip susuyoruz. Böylece içsel bir öfke birikiyor ve en alakasız alanlarda beliriyor bu durum. Tüm kırmacalarımız ve kurmacalarımız pastelleşiyor haliyle.

Ülkeye dair şikâyeti olan insanlara ‘’beter olun’’ diyen bıkkın bir gruba karşı ‘’kurunun yanında yanan yaşlar’’ çatışıyor. Bu çatışma arasında kalan biz gibi üçüncü taraflar artık şaşırmıyor. Şaşırmanın kendisine şaşırmıyor, şaşırmamanın kendisine şaşırmıyor, şaşırmamız gereken yerde şaşırmayışımıza bile şaşırmıyoruz. Şaşırma konsepti ile daha iyi cümle üretebilen varsa lütfen ona da şaşırmayınız. Kulağına adımı fısıldayınız.

Bazı konumların hırsızlık ile suçlandığında sene boyunca şahit olduk. Para çalındı, altın çalındı, son zamanlarda daha bir popüler olan gençlik kavramı çalındı. Peki, hiç şaşırmanın kendisinin çalındığı söylendi mi? Şaşırma eşiğimizin çalındığının? Anormale fazla maruz kalan bireylerde görülen anormal algısının değişmesinin ya da daha terminolojik tabirle? Başka ülke haklarına anormal gelen şeyleri normalleştirdik. Ülke içerisinde de aynı şeyi başka şehir insanlarına yaptık. Şükür ki memleketimiz her konuda olduğu gibi anormali normalleştirme ve anormale ‘’anormal’’ diyenleri de anormalleştirmeyi kimseye kaptırmadı.

Konuyu diyalektik üzerinde sınırlandırmak istememekle birlikte çoğumuzun ölüm sebebini ortadan kaldırmak için çırpınıyorum. Doğru, ‘’anlaşılmamanın sitemi’’ diye adlandırılabilecek duyguyu. Gerçi sevdiklerine yapılan şeye sitem denirdi de yavaş yavaş sevdiklerimiz grubuna dâhil edeceğimiz insan bulmakta da güçlük çekiyoruz. Nazım’ın ‘’sönmüş bir yanardağ gibi korkunçsun’’ dediği yerdeyiz. Ve üzüm gibi ezilmeye devam ediyor, şarabımızı da çalınma korkusundan dolayı (sözde) ikram ediyoruz.  Şu can sıkıcı konulara bir can sıkıcı fıkra ile final yapayım o halde. Aklınızda kalırsa ortamlarda satılacak fıkralar olarak anlatabilir ve entel görünmenin hazzını yaşayabilirsiniz. Zira bu şartlarda ancak entel ‘’görünebilir’’ fakat entel olamazsınız. Dantelli günleriniz olsun.

Sürünün birinde bir koyun uzun uzun düşüncelere dalmış. Etrafındaki koyunlar onun hastalandığını sanıp yanına gelmişler. Bunca düşünme halinden sonra ağzından çıkacak ilk sözü merakla beklemişler. Koyun, sürüye dönerek ‘’arkadaşlar, ben artık koyun psikolojisiyle yaşamak istemiyorum, bu durumdan gerçekten bıktım’’ demiş. Arkadaşları, konuşan koyunun sözünün bitmesini beklemişler. Konuşan koyun başlarda arkadaşlarının onu anladığını sanmış ve umutlanmış. Ta ki arkadaşları hep bir ağızdan ‘’bizdeeeebizdeeee’’ diyene kadar! Velhasıl koyunları aydınlatmak için konuşanın kendisi de koyunmuş ve durum değişmemiş.Onlar ermiş muradına biz girelim salhaneye! Haftaya tekrarmeee’leriz! Sağlıcakla!

Haydar Alper Eser
Haberdiyarbakir.Org
// Columnist
İletişimhaberdiyarbakir.org@msn.com

Yorum Yazın

Reklam Alnı
Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar