Dünya Bireysel Silahsızlanma Günü olan 28 Eylül’de.
Haber Muhabiri Ali Şeran
Resmi Kaynak Umut Vakfı İstanbul
Türkiye’de ve dünyada bireysel silahlanmaya, silahlı şiddete karşı etkin bir mücadele yürüten Umut Vakfı bu yıl Dünya Bireysel Silahsızlanma Günü olan 28 Eylül’de silahlanmanın önlenmesi için ciddi bir çalışma yapılmamasını protesto etmek amacıyla “Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü” törenini yapmazken Umut Vakfı Başkanı Özben Önal, hemen her gün artarak yaşanan ve çocuk yaşa kadar düşen silahlı şiddet olaylarına dikkat çekti ve şiddet olaylarının toplumun en derin yaralarından biri haline dönüştüğünü vurguladı. Özben Önal, “Bugün ülkemizin dört bir yanında yaşanan şiddet olayları, sadece can kaybına yol açmıyor, aynı zamanda toplumsal huzurumuzu, güven duygumuzu ve geleceğe dair inancımızı da tehdit ediyor. Kararlılıkla bu 28 Eylül’de de çağrımızı yineliyoruz. Silahsız bir toplum mümkündür. Sessiz kalarak bu vahim tabloya itiraz ediyoruz, umutla direniyoruz. Hep birlikte barış ve adalet dolu bir gelecek inşa edebiliriz” dedi.
Umut Vakfı kurulduğu 1993 yılından günümüze hukukun üstünlüğü, yurttaşlık bilinci, barış ve uzlaşma kültürünün yaygınlaştırılması ve bu temellere dayanan bireysel silahsızlanma için mücadele etti ve mücadelesini sürdürüyor. Ancak dünyada ve ülkemizde artan silahlanma giderek bir toplumsal güvenlik sorununa dönüşmüş bulunuyor… İnsanlar ülkelerinde huzur içinde yaşayamıyorlar…Maalesef ülkemizde yaşanan olaylara bakıldığında; 13-14-15-16 yaşlardaki çocukların silahlı olaylar gerçekleştirdiklerine, adam yaralayıp, öldürdüklerine tanık oluyoruz… Çetelerin çocukları kullandıklarına…
Umut Vakfı olarak basında çıkan haberlerden günü gününe derleyerek oluşturduğumuz rapora göre; yılbaşından 20 Eylül 2025 gününe kadar geçen sürede Türkiye’de 2 414 silahlı şiddet olayı yaşandı ve bu olaylarda 1 578 kişi öldürülürken, 2 225 kişi de yaralandı… Bu olayların 432’sinde kesici aletler kullanılırken 1 982’sinde her tür tabancadan, her tür tüfeğe ateşli silahlar kullanıldı…Türkiye’de yaşamak; vahim bir ortamda bulunmaktan, beklenilmez bir kazaya kurban gitmekten, yorgun bir kurşunla öldürülmekten, gündüz vakti yolu kesilmekten, bıçaklanmaktan, dövülmekten, trafikte küfürlere uğramaktan, darp edilmekten, kavgayı önlemek istersen hastanede gözünü açan yaralı olmaktan, şiddete her an muhatap ve her an mağdur olmaktan kurtulabilmenin şans sayıldığı, korku ve endişenin süreklilik kazandığı bir ortama dönüştürüldü.
İnsanlar kendi yaşamlarından vazgeçmiş, çaresizlik içinde çocukları için üzülüyorlar ve kaygılanıyorlar. Çocuklarının geleceklerinin karartıldığı endişesiyle yaşarken, umutlarını yitiriyorlar. Refah devleti, iyi yaşam, bilinçli yurttaşların var olduğu bir topluma sahip olamayacaklarını, demokratik hukuk devletine olan güvenlerini yitirdiklerini hissederek suskunluğa teslim olmayı istemiyorlar. Türkiye’de olduğu gibi dünyadaki bireysel silahlanma vahşetini ve sebep olduğu sonuçları çok yakından takip eden Umut Vakfı’na göre, tüm dünyada silaha olan düşkünlük saldırgan ve bulaşıcı bir hastalığına dönüşmüş bulunuyor: “Ölümü olağanlaştıran, güvensizlik ve çaresizliği kaygıya dönüştüren toplumlar birbirini boğazlamayı, öldürmeyi yaşamak ve kurtuluş zannediyor. Katliamların olağan sayıldığı, toprakların insan kanıyla sulandığı, ateşli silahlardan ve öldürmek için üretilen her silahın ürettiği kıyım; insanlığın kaderi değildir, olmamalıdır. “
Ülkemizde ve dünyada yaşananları protesto etmek için bu yıl 28 Eylül Dünya Silahsızlanma Günü’nde tören yapmama kararı veren Umut Vakfı; basın bülteninde, “Çocuklardan katiller yaratmayalım. Çocukların suç işlemediği bir dünya bizim ellerimizdedir. Silahların kolay erişilir olması toplumlarda ölüm oranlarını da yükseltir. Ama maalesef bireysel silahlanmayı önlemek, zorlaştırmak gerekirken, tam tersine silahların pervasızca çoğaldığı bir cehenneme sürükleniyoruz” uyarısında bulundu…
Vakıf, topluma bir kez daha “silahsızlanma” çağrısı yaptığı açıklamasında; her yıl sembolik olarak gerçekleştirilen “Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü” etkinliğinin düzenlenmemesi kararıyla ilgili ise şu görüşlere yer verildi: “Yas tutanların yaslarına saygılıyız. Sessizliğimizle yaşadıklarımızı protesto ediyoruz. Sessizliğimizle haykırıyoruz; Şiddetin kin ve nefretin, ayrımcılığın ve ölümlerin olmadığı bir Dünya istiyoruz. Sessiz sedasız barış içinde silahsız, çatışmasız, şiddetsiz ve savaşsız yaşamanın hepimizin hakkı ve umudu olduğunu 28 Eylül 2025 Bireysel Silahsızlanma Günü nedeniyle hatırlatmakla yetiniyoruz…”
Yorum Yazın