© Haberdiyarbakir.Org Haber Ajansı

Felsefesi Olan Spor Judo (Konuk Yazar)

Judo: Ju:Kibar Nazik – Do :Yol, Öğreti Kelimelerinin Bir Araya Gelmesiyle Anlam Kazanmış Olan Bir Spordur. Bu Kavramların Bir Araya Gelmesiyle Nezaketin Yolu, Uyum Yolu, Esneklik Yolu Şeklinde Anlamlar Kazanmıştır.

Gizlem Derin (( Konuk Yazar ))
Habrdiyarbakir.Org Haber Ajansı 
31. 12. 2022

Japonya kaynaklı bir dövüş sanatı olan judo, temel ilkeleri ‘jiujitsu’dan  alınarak geliştirilmiş bir spor branşıdır. 1882 yılında Prof. Dr. Jigoro Kano tarafından temelleri atılarak tanımlanmıştır. Kano, 1860 yılında Kobe yakınında bulunan Mikago kasabasında dünyaya geldi. 1881 yılında ailesi ile birlikte Tokyo’ya yerleşti. Savunma sporları ile yakından ilgilenerek , tensin -shinyo ryu,  kitoryu okullarına devam etti. Bu okullarda, Teinosuke Yagi adlı hocadan jiujitsu’nun temellerini öğrendi. Hacinesuke Fukuda, Mosotomo Iso , Tsuretoshi Likoba gibi hocalardan da dersler aldı . Daha sonra 1882 yılında kendi okulunu kurdu.  Nippon Den Ko-Do-Kan adını verdiği okulunda, vermiş olduğu judo eğitimleri ile judo’yu yaymaya başladı. 1886 yılında bu konudaki ustalığı resmen kabul edildi, Kono Shihan olarak judo branşının başına geçerek kurucusu oldu.

 Judo branşının öğretilerine bakıldığında bir saldırıdan ziyade bir sanat olarak bilinmesinin en önemli nedenlerinden biri de müsabaka sırasında rakibe zarar verebilecek herhangi bir yumruk, tekme gibi saldırı unsurlarına yer verilmemesidir. Judo’yu bir dövüş sporu olarak tanımlamak oldukça yanlış bir yaklaşımdır. Genel olarak bir dövüş sanatı olarak nitelendirilse de bu eksik bir tanımdır. Çünkü Judo kelime anlamı olarak “nezaket yolu” demektir, bakıldığında dahi benliğindeki o derin felsefe ortaya çıkmaktadır. Bünyesinde derin bir felsefe barındıran bu spor branşını öğrenmek için çok uzun yıllar eğitim alınması gerekir. Profesyonel olarak bu spor ile ilgilenmek isteyenler için sadece belli başlı kuralları öğrenmek yeterli değildir. Judo’nun kendine has prensipleri ve ana ilkeleri mevcuttur bu ilkeleri  ve prensipleri benimseyerek bu branştan  maksimum verimi alma hedeflenmelidir. Bu prensipler iki tanedir .

Denge: rakibi etkisiz hale getirebilmek adına dengesini bozma durumu. Rakibe karşı mukavemet göstermemek: rakibinin kuvvetinden yararlanarak onu yenmeyi amaçlayan prensiptir. Judo’nun ana ilkeleri ise: “ Ju, Seiryoku zenyo, Jita yuwa kyoei “ olmak üzere üç tanedir. Judo’nun temel öğretileri ise, sakinlik, dinginlik, sabır, zihinsel rahatlamayı öğretmek ve sporcunun saldırgan tutumlardan uzaklaştırarak relax bir tutum kazandırmaktır. Bunun için çok uzun yıllar eğitim alınması gerekir. Böylelikle felsefesini öğrenmiş olan sporcular, müsabakalarda olması gereken olgunluğa ve benliğe erişmiş olurlar. Prensipleri , ana ilkeleri öğrenmek başarı için çok önemli olsa da asıl önemlisi pes etmemek, mücadeleci kimliğinin farkına varmak  ve gerçek bir savaşçı ruhuna sahip olmaktır. Judo’nun kurucusu olan üstat bakın bunu hangi sözü ile dile doğrular niteliktedir. “ Gücünüz kuvvetiniz, süratiniz, tekniğiniz, dayanıklılığınız değil, bekli de sizi judoda başarılı kılan devam eden mücadeleniz ve savaşçı ruhunuz” J.K Judo sporu daha çok küçük yaşlarda yapılması gereken bir spor olsa da her yaş grubundan bireylerin ilgi duyabileceği yapabileceği bir spordur. Rekreasyon zamanlarını değerlendirmek ve daha da dingin bir tutum kazanabilmek adına birçok yaş grubuna hitap eden bir spordur.

Judo sporunu yapanlara “Judoka” (judocu) denmektedir. Judo’yu öğreten kişiye de “Sensei”  (Öğretmen) adı verilmektedir.  Judo’da  dereceleri ifade eden bir kuşak sistemi mevcuttur.  Kuşak sisteminde çıraklığı ifade eden “kyu kuşak sınavları, altı  ayda bir yapılır. Bu kuşak sınavlarında  başarılı olan judoka bir üst kuşağa terfi etmiş olur. Kuşakta terfi aldıkça judokanın daha olgun bir kişiliğe erişmiş olması ve de teknikleri daha özgün ve profesyonel yapması beklenir. Kuşak sisteminde kahverengi kuşağa ulaştıktan sonra artık sporcular ustalığı ifade eden “dan “ sınavlarına girerler, toplamda beş farklı dan vardır . Dan sınavlarında başarılı olanlar ise artık siyah kuşağa hak kazanır. Her siyah kuşak ayrı bir üst dereceyi temsil etmektedir.

Judo antrenmanı yaparken veya müsabakaya katılırken sporcuların giymiş oldukları özel bir kıyafetleri vardır.  “Judogi”  adı verilen bu giysi iki parçadan ve bir kuşaktan oluşur. Uwagi; ceket şeklinde yapılmış oldukça kalın bir üst parçadır. Shitagi; pantolon olarak giyilen oldukça rahat, geniş bir parçadır, son olarak da judokanın ustalık seviyesini gösteren renkte “obi”  kuşak kullanılır. Judo antrenmanları “Dojo” adı verilen salonlarda yapılır.  Her dojo’nun bir “shomen” yani kutsal kabul gördüğü bir yer vardır. O kişi neyi kutsal kabul ediyorsa onun için o'dur.   Genel olarak kapalı olan bu alanların yanı sıra açık alanlarda da antrenman yapmak mümkündür. Müsabakalar ise daha geniş ve kapasiteli salonlarda yapılmaktadır. Maç veya antrenman yapılacak yerlere “Tatami” (minder) serilir. Sentetik ve yumuşak olan bu minderler sayesinde Judokaların sakatlık yaşama olasılıkları minimum seviyeye indirgenir.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER